8 Eylül 2012

Bul beni

Ya payımıza düşen hüzünse, ya cepleri boş bir sevdanın ellerine tutuşturulmuş iki çocuk gibi; oracıkta umutsuzluğumuzla yüzleşmişsek...
Doğrular kimin umrunda olurduki yanlışlarımızla söndükten sonra yanmak kimin umrunda şimdi... 
Senden sonra ağzı bozuk bir yara bıraktı bedenimde zaman, hangi dile düşsem horlanıyorum sebepsiz, hangi göze dalsam boğuluyorum artık, hangi yüzün gamzesinde gömülüyüm; bulsan..!

5 Ağustos 2012

Bilsen...

Bilseydin gidermiydin yine? Bir kaç akşamdır kaçık bir uykunun eliyle yazılıyor bu yazı, kaçak bir dille... Her noktasında nefessiz kalan bir kalemin ahıyla karardı sayfalar, silgi kullanmadım, her zaman silinmiyor acı,  bilsen...
Bilseydin gider miydin yine? Öznesini gizleyemediğim için "gitmek" yüklemine yakalandığımı, ayrılığın sıfatsızlığıyla tamlandığımı, kendi cümlemde harcandığımı bilsen... Senin cümlende gizlenmeye razıyken satır sonlarında öldüğümü bilsen...  Bilseydin gidermiydin yine?
Bir kaç akşamdır kaçak bir kadının eşgaline bakılarak yazılıyor bu yazı,  her virgülünde işkenceye maruz kalan bir dille, her satır arasında kesilen bileklerimle, her harfinde yeniden öldüğümü bilsen... Her kelimesinde yeniden doğduğumu,  her nefesimde yeniden sevdiğimi, her... her neyse...

1 Ağustos 2012

İçtim...

Gittin, en öpülesi yerini düşünecekken dudaklarının,
en ölünesi yerinde nefessiz bıraktın...
Şerbettin, zehre dönüştün, mayhoş...
İmdadıma sus  payı ve şimdi ağzımın payına denk bir dudak payı bıraktın,
dibine kadar boş...
İçtim... Sevdim...
İçtim... Öldüm...

27 Temmuz 2012

Yine...

Ezberini unutuyor aklım, titriyor elim, sigaram barut, yatağım tabut. Kalemim kağıdın canına kast ediyor, satır sonları noktadan kaçıyor. Dışarda sis ve içimde bir his; gidiyor biri...

1 Mayıs 2012

Omzumsuz...



Başını yaslayacak bir omzun telaşımıydı gelişin, basitmiydi bu kadar?
Ben başımı vurduracak kadar sevilesi bir ömrün varlığının telaşındayken...

Dönme ihtimalin...



Üşümek mi dedin? Hayır hayır,
Hiç sönmediki yürek yangınım...
Gittin ve örttüm üstünü kalbimin...
Boşversene;
Donma ihtimalimden daha önemli artık,
aralık bıraktığım kapımın eşiğindeki "dönme ihtimalin"...


30 Nisan 2012

Bir ihtimal daha var; ölmek mi dersin?

I


...Ve ölüm fısıldar kulağına aşkın, bitmelisin...
Şimdi en küçük ihtimallerini bile alıp yanına,
ceplerinde harcanmışlığının boşluğuyla,
içine sinmeyenlerinle ve içinde dinmeyenlerinle gitmelisin...
Kalırsan eğer boğazına durursun şehrin,
eşgalin süsler duvarlarını, yüzün hüzüne düşer zamanla...
Bir akşam üstü şehrin en büyük köprüsünde bulursun kendini
ve orda en büyük ihtimalinle yüzleşirsin;
bir intiharın ezberinde kalmış adın, silemezsin...



11 Nisan 2012

Şeytan diyor ki; ...



Unuttuk... İnkar yok...
Önce birbirimizi, sonra herşeyi...
Şimdi şeytan diyor ki; al ardına bütün rüzgarlarını kas kavur ne varsa...
Ağzımı hayra açamıyorum sevgili...
Unuttuk biz...
"Allah diyor ki" lermizi bile unuttuk, artık ne diyorsa şeytan diyor şimdi...

                                İşte; o kadar büyük unuttuk...


7 Nisan 2012

Çalma...



Anladım... Tamam... Boşuna yutkunma..!
Aşkın alfabesinden çalıp bir elveda cümlesi kurmaya karar verdiğin için düğümleniyor kelimeler boğazına... Biliyorum...
Zaten depremim dilinin ucunda; b
ırak bari malzemeden çalma..!  




2 Nisan 2012

Ben bir otel odasıyım...



Giderken günahını bende bıraktığını sanan onca insan geçti içimden,
onca zavallı, onca ayyaş...
Ben bir otel odasıyım, salaş...
Her gidişte dağınık bırakıldı bir yanım, bir yanımda hep savaş...

Ne kavgalara tanık oldum bilseniz, ne aşklara...
Giderken gözyaşlarını bende bırakanlar da oldu, kahkahamı çalanlar da.
Ben bir otel odasıyım, sırdaş...
İçimden bir gecede umudunu katleden insanlar da geçti,
umudunu tazeleyenler de...
Her ne olduysa oldu; hep dağınık bırakıldım ben, hep karanlık, hep kargaşa, telaş...

Şimdi büyülenmiş gibi bakma bana,
gülüşün sahte, aldanmam kokuna,
kıyamazmış gibi bakma sakın.
Ben bir otel odasıyım; gitmeden önce dağıtacağın...


30 Mart 2012

Anneme #2



İçimin dışa vuramadığı...
Gittin, lal bıraktın ardında, ağız kalabalığı arasında bir yalnız dil bıraktın...
Dilimin adınla dilimlendiği her cümlemin gizli öznesiydin, gittin, kuramadım, devrildim...
En devrik cümlemin yüklemiyle sustum sadece...
Ne nesnem kaldı ne öznem...
Gittin, devrildim...
Bir resmin kaldı, bin özlem...



5 Mart 2012

Durmam...



Yürüyorum, bir aşkın çığlığını geride bırakmış,
kulaklarımdaki uğultuyu bastırarak; durmam diyorum... Durmam...

Ayağıma takılıyor hüzün, düşüyorum düş üstü, üstüm başım, gözyaşım...
Uyananırsam geçecek sanıyorum, uyumuyorum ki, nerden çıktı şimdi bu...
Kalkıyorum, durmam diyorum... Durmam...
Aklıma takılıyor yüzün, düşüyor yüzüm yüzüstü...
Aklım fikrim, sensin...
Unutursam geçecek sanıyorum, uyutuyorum kendimi...
Kızıyorum kendime bağırıyorum, çağırıyorum...
Olmuyor, duruyorum, donuyorum buz üstü...


Sana yüzümü dönsem; kendime dönüyor sırtım.
Kendime yüzümü dönsem; sana dönüyor sırtım...
Düşünüyorum, önce yüzümü sana dönüyorum sonra cesedim sırtüstü...



4 Mart 2012

B.Ş.B.




Sanki en uğrak yeri değilmişsin gibi kalbimin, yine sana yollar yapılıyor şehrimde,
yine "büyük şair belediyesi" sana çalışıyor, sen derdinde...


Anneme...

Gittin ve o günden sonra dinmedi yağmurum, dinmedi sızım ben hala sırılsıklam yalnızım... Sel olup aktım ardından bilesin. Yüreğim boş bir zindanın zifirinde, ellerim bıraktığın gibi yumuk ve bedenim soğuk... Dikenli tellerim var artık benim, aşılmaz duvarlarım, hududuma yaklaşılamıyor nicedir... Sözlerinle uyuttuğum bir masalısın kalbimin, hiçbir tenin sinemediği... Ve gözlerimde unuttuğun bir yağmur duasıydı adın, hiçbir elin silemediği... #M.Y.S


Böyle

Kanar bir umudun kesiği daha, hayal kırıklıkların batmasın diye parmak uçlarında yürümeye alışırsın zamanla, başaramazsın... Zamanla kaybetmenin sadece bir fiilden ibaret olmadığını kavrarsın, cümle sonlarına pusuya yatmış bir düşmanı oynarlar, yakalanırsan yine kaybedersin... Kanar bir umudun kesiği daha, durduramazsın... Umudunu kestikçe kaybedersin ve kaybettikçe umudunu kesersin... Bu böyledir, zamanla sevmenin sadece bir fiilden ibaret olduğunu kavrarsın ve cümle sonlarında artık sen pusuya yatarsın büyük paranoyalarınla yanyana... Tedirgin olmak kalır sadece sana ve yine kaybedersin... Bu... böyledir... #M.Y.S



...

...


Tam anlamıyla gidemez insan, hep biraz kalır...
Ahı kalır mesela, vahı kalır, yatağında kokusu, sohbetinde konusu kalır. Gidemez insan, hep biraz kalır... Adı kalır aklında mesela, tadı kalır damağında, kursağında hevesi, ağzında alışkanlığı kalır mesela, iki kahve söylersin biri kalır, dudak payı yetmez gibi yürek payı kalır, içersen telvesi, kalkarsan hesabı kalır; kalmışlığınla ödeyemediğin... #M.Y.S


...


Sanma ki hep mutlu olacaksın bu maviliğine aldandığın hayat denizinde. Seni de hırpalıyacak yıllar, dalgalar... Senin de ağlayabileceğin zamanların olacak ve seni de ağlatabilecek insanlar... "Bu limana demir atamazsın." cevaplı soruların olacak zamanla ve bazen hiç soramıyacaksın sorularını... işte o zaman anlayacaksın kıymetini, seferinden sildiğin limanların ve tenlerine sindiğin insanların... #M.Y.S



...

Aslında herkes hastadır doğuştan. Bu yüzdende ilaçlarımızı hep yanımızda taşırız, hep durur birgün kullanılmak üzere aklımızın bir çengelli iğneyle tutturulmuş gizli cebinde..."Vazgeçmek" ve "vazgeçmemek". Bazıları vardır vazgeçince kurtulurlar dertlerinden yada öyle sanırlar, bazıları da vardır ki asla vazgeçmeyerek kurtulmayı umarlar. Ve ne zaman sıkıntıya düşseler bu iki ilaçtan birini hep seçm...ek zorunda kalırlar, ya vazgeçerler atarlar bi köşeye dertlerini yada öyle sanirlar, yada vazgeçmeyerek direnirler herşeye... Şimdi elimi atıyorum aklımın cebine sevgili, batıyor çengelli iğne, batıyor herşey gözüme, dünya batıyor, batıyorum gitgide... Sıkıntılıyım... Yutkunuyorum... Vazgeçiyorum... Kurtulduğumu umuyorum... Yada sadece... öyle sanıyorum... #M.Y.S


...


Ve rüzgarın elleri değer saçlarına, gözlerin kısılır, ellerin cebinde müebbette. Adımların, adının önünde 'bitti' kelimesiyle kurulan kısa bir cümleyle kesilmiş; "bitti aşkım, bitti aşk'ın..." #M.Y.S


...
 
Aşk; kazanılmış büyük bir harbin ganimetleri arasında kaybolmuş kırık bir kalbin yetinmişliğidir, her taht kavgasında yüzüne vurulan... #M.Y.S



...
 
Değerini bilmediğin; diğerinin bilmediği umudu olabilir... Gitmesine izin ver..! #M.Y.S



...
 
Bir intiharın eşiğine oturmuş, avazımın çıktığı kadar susuyorum... Oracıkta "o" oluyorum, soyutlanmış, dışlanmış... Gitmelerinle hırpalanmış yollarımın yolsuzu oluyorum, yolsuzluğunu Allaha ihbar ettikten hemen sonra kesiyorum önce umut dediklerimi sonra bileklerimi... #M.Y.S



...


Seni yazmak ne zor iş şu günlerde... Nefesimi kesiyor adın, soluk soluğa düşüyorum satır sonlarına, bu yüzden çokça üç nokta kullanıyorum artık... Her yükleminde gidiyorsun dilimin, her neyse işte, gittin... En okunaklı yeriydin cümlelerimin, en dokunaklı öznesi olmadan önce... #M.Y.S



...